Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı Nazan Moroğlu
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı Nazan Moroğlu

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’ne dikkat çekmek için Beşiktaş Kent Konseyi Kadın Meclisi, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği ve İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği önderliğinde Beşiktaş, Ortaköy Meydanı’nda flash mob* etkinliği düzenlendi. 24 Kasım Pazar günü gerçekleştirilen etkinliğin amacı, kadına yönelik her türlü şiddetin yaşam hakkını tehdit eden bir insan hakkı ihlali olduğuna ve şiddetin önlenmesi için el ele verilmesi gerektiğine dikkat çekmekti.

Flash mob etkinliği sırasında Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı Nazan Moroğlu, kadın kuruluşlarının “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü” mesajını okudu. Mesajda;  kadına yönelik şiddetin sadece kadınların mücadelesi ile önlenemeyeceği vurgulayan Moroğlu, bu şiddetin kadın sorunu olmanın ötesinde toplumsal bir sorun olduğunu vurguladı. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için kararlı bir devlet politikası olmasının gerekliliği üzerinde durulan mesajda ayrıca çocuk gelinlere de değinildi. Mesajda; çocuk gelinler sorununa göz yumulması ve kız çocuklarının eğitim hakkından yoksun kalmalarına yol açmanın, şiddetin temel nedenlerinden birini görmezden gelmek olduğu vurgulandı.

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı Nazan Moroğlu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Uluslararası Dayanışma Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, kadına şiddetin, sadece kadınların mücadelesi ile önlenemeyeceğini belirtti. Nazan Moroğlu’nun açıklaması şöyle:

Flash Mob2Kadına yönelik şiddet, ülkemizde ve dünyanın her yerinde kadınları kentli – köylü; ev kadını – iş kadını; eğitimli – eğitimsiz; zengin – yoksul farkı olmaksızın mağdur eden bir insan hakları ihlalidir.

Şiddetin her türü, kadının fiziksel, cinsel, ruhsal ve ekonomik açıdan zarar görmesine, acı çekmesine neden oluyor, mağdur ediyor,  kadının kendine özgüvenini, girişimcilik ruhunu yok ediyor, onurunun zedelenmesine yol açıyor. Aile içi şiddete tanık olan çocuklar da okulda genellikle kendinden küçük ve güçsüzlere şiddet uyguluyor. Bir kısır döngü halinde evde, okulda, sokakta yaşanan şiddet toplum yapısının bozulmasına yol açıyor.

Bu sorun çözümlenmeli. Bu açıdan, şiddetle mücadele için yasalar çıkarılıyor, barolar, kadın kuruluşları, duyarlı belediyeler şiddet mağduru kadınlara her türlü destek veriyor. Ama şiddet önlenemiyor, giderek artıyor. Son altı ayda 26.000 kadın şiddete uğramış, polise başvurmuş, son 180 günde 130 kadın cinayeti işlenmiş.Aslında kadına yönelik aile içi şiddet sadece kadının sorunu değildir.

Bu nedenle de, sadece kadınların mücadelesi ile şiddet önlenemiyor ve önlenemeyecektir.

Şiddeti Nasıl Önleyeceğiz?

Kadına el kaldırmak günahtır, ayıptır, denildi, çözüm olmadı. Yasa çıkarıldı, kadını şiddetten korumak için tedbirler getirildi, şiddet artık bir suç, ama şiddet devam ediyor. Kadın kuruluşları mücadelelerini yoğun olarak sürdürüyor.

Şiddet konusunda bilgilendirmek, tedbirler getirmekle ancak toplumda bir farkındalık yaratıldı, medya aracılığıyla yaygınlaştırıldı, çözüm için çok yönlü çalışmalar yapıldı, yapılıyor.

Ama olumlu bir gelişme sağlanamıyor.. Çünkü sorunu çözmek için bir yanı eksik kalıyor.

Şiddetle mücadele için 6284 sayılı Kanun yürürlükte. Ama yasanın amaca uygun uygulanmasını destekleyecek  alt yapısı henüz oluşturulmadı, Şiddeti Önleme İzleme Merkezleri ülke çapında kurulmadı, Yönetmeliği çıkarılmadı.

Bir toplumsal sorun olan kadına yönelik şiddet ancak kararlı bir devlet politikası uygulanmasıyla, kadın erkek elele vererek sona erdirilebilir.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın