Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Yakup Doğan, “Banka olarak 2017-2018 yıllarında mobil banka kullanıcılarının internet kullanıcılarını geçeceğine inanıyoruz” dedi.

Doğan, online bankacılık alanında güvenlik hizmeti sunan KOBIL’in düzenlediği “Uluslararası Güvenlik Konferansı”nda yaptığı konuşmada, yeni bir müşteri segmenti ile karşı karşıya olduklarını belirterek, sadece mobil bankacılığı kullanan müşteri segmentinin bulunduğunu, her 100 müşteriden 25’inin artık sadece mobil bankacılığı kullandığını kaydetti.

Bunun için müşteriyle banka ilişkisinin, ürün satışı veya tasarımının yeniden düşünülmesi gerektiğini ifade eden Doğan, “İnternet bankacılığında 100 bin müşteriye yaklaşık 3 yılda ulaşmıştık. Yapı Kredi Bankası olarak 100 bin aktif kullanıcıya yalnız 3 ayda ulaşıyoruz. Bu da ne kadar bir platform olduğunu gösteriyor. Banka olarak 2017-2018 yıllarında mobil banka kullanıcılarının internet kullanıcılarını geçeceğine inanıyoruz. Finans sektöründe teknolojik ürün ve hizmetleri tanıtırken hep ‘matik’ ifadesini kullandık. Konu mobil olunca bankaların artık daha ‘karizmatik’ olması gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Mobil bankacılığın ana şube yerini alıp almayacağına ilişkin soruya Doğan, banka şubelerinin azalması yerine şube sayısının artacağını, ancak farklı şube türlerinin olacağını söyledi.

Doğan, “nakit olmayan bir topluma” ve dönüşüme inandıklarını anlatarak, bu konuda ciddi yatırımlarının olduğunu dile getirdi. Doğan, direkt bankacılık modellerinin başladığını ve bunun giderek artacağını düşündüklerini belirtti.

Yapılan işlemlerin maliyetine bakıldığında en ucuz dağıtım kanallarının internet ve mobil bankacılık olduğunu ifade eden Doğan, güvenlik için her türlü çalışmayı yaptıklarını, bu konuda eğitimin de önemli olduğunu söyledi.

E-kimliğin devreye girmesinin bankaları nasıl etkileyeceğine ilişkin soru üzerine Doğan, “E-kimlik pek çok süreci değiştirecek. Banka olarak bu konu üzerinde yoğun şekilde çalışıyoruz. E-kimlik yapısal olarak şube bankacılığını değiştirecek” yanıtını verdi.

“Şube ortadan kalkmayacak”

Denizbank Genel Müdür Yardımcısı Dilek Duman da dünyanın çok hızlı değiştiği ve Türkiye’nin yeniliklere açık bir toplumu  olduğunu belirterek, “Mobilite hayatımıza girdi ve hızla yayılmaya devam ediyor. Hatta 2018’den önce mobil banka kullanıcılarının internet kullanıcılarını geçeceğini inanıyoruz. Bunun için yatırım da yapıyoruz. Mobil dünyayı bir ödeme aracı olarak da kullanıyoruz. Hayat mobil ile kolaylaşmış oluyor” diye konuştu.

Duman, ATM’nin şubede yapılabilecek her şeyi yapabildiğini ifade ederek, “Gelecekte şubeler ortadan kalkmayacak ama daha da küçülecek, az insanla hizmet verecek. Yüz yüze ilişkiyi sürdürebilmek için şube hayatımızda kalmaya devam edecek. Daha çok yatırım danışmanlığı anlamında kullanacağız” dedi.

Müşterinin bilinçlendirilmesinin önemli olduğuna işaret eden Duman, “Türkiye’deki bankalar olarak dünyadaki bankalarla kıyaslanamayacak noktadayız. BDDK’ya bu anlamda teşekkür ediyorum. İlkeler Tebliği ile önümüze yakalanması gereken zor hedefler koydu. Müşteriyi de kendini nasıl koruyacağını anlatmak gerekiyor. Adım adım bu noktaya geliyoruz” şeklinde konuştu.

Duman, bankacılık denildiğinde işin güvenlikle başladığını ve öncelikle güvenlikten emin olmak istediklerini belirterek, güvenlikten emin olmadıklarında fonksiyonun devreye girmediğini anlattı.

“Türkiye’de ortak şubenin olabileceğini düşünmüyorum”

Ziraat Bankası Bilgi Teknolojileri Yönetimi’nden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yunus Uygur Kocaoğlu, bankanın 20 Kasım’da 150. yaşını kutlayacaklarını belirterek, teknoloji gelişim hızının son 5-10 yılda “inanılmaz” hızlandığını kaydetti.

Kocaoğlu, toplantıya katılmadan önce Ziraat Bankası’nda bir günde mobil ve internet bankacılığını ilk kez kullananların sayısına baktığını ve bu rakamların mobil bankacılık için 700 ve internet bankacılığı için ise 1.500 olduğunu aktararak, “Demek ki mobil bankacılık çok hızlı bir şekilde, internet bankacılığını yakalıyor. Belki 2017-2018’leri görmeden mobil bankacılığın, internet bankacılığı geçtiğini göreceğiz” ifadelerini kullandı.

Sadece mobil bankacılık kullanan ciddi bir kesim olduğuna da dikkati çeken Kocaoğlu, Ziraat Bankası olarak mobil bankacılığa önem verdiklerini ve bununla ilgili ciddi yatırım yaptıklarını ifade etti.

Ana şubenin, ana dağıtım kanalı olarak kalacağı yönündeki düşüncelerini dile getiren Kocaoğlu, şunları kaydetti:

“Ziraat Bankası’nın sloganı ‘Bir bankadan daha da fazlası’. Bunun anlamı başka bankaların olmamayı tercih ettiği noktalarda olmak demek. 400 noktada tekiz. Aslında burada biz bir görev üstlendik ve üstlendiğimiz görevi de şubeler vasıtasıyla yapıyoruz. Bu da halkın finansal okur-yazarlığını artırmak ya da sıfır finansal okuryazar olan birçok halk kesimine bu hizmeti götürmek. Bunun amacı da daha teknolojiyi kullanamayan, finansal okur-yazar olmayan birilerine şubelerle ulaşabilirsiniz. Öncelikle finansal okur-yazar yapacaksınız, ondan sonra diğer kanallar devreye girecek. Bu çerçevede Türkiye’ye baktığınızda, açıkçası ben uzun yıllar boyunca şubenin ana kanal olarak kalacağını düşünüyorum.”

Kocaoğlu, güvenlik tedbirleri ne kadar artarsa artsın, güvenliğin hiç bir zaman yüzde 100’e çıkartılamayacağını vurgulayarak, “Eğer müşteri finansal kayba uğradıktan sonra parasını hemen bir şekilde, yani bankaya bile başvurmadan alabileceği bir durum olursa, müşteri o anlamda da güven kaybetmemiş olur” değerlendirmesini yaptı.

Ortak şubenin yapılıp yapılamayacağına ilişkin gelen bir soruya ise Kocaoğlu, bazı ülkelerde ortak internet bankacılığının kullanıldığını, Türkiye’de ise ortak POS cihazının bile yeni kullanıldığını söyleyerek, “Ortak şubenin Türkiye’de olabileceğini ben düşünmüyorum” dedi.

“İnternet ve mobil bankacılık giderek daha da önemli olacak”

Migrosbank Yönetim Kurulu Üyesi Stephan Wick, Türkiye’de İsviçre’ye göre daha çok genç nüfus olduğunu belirterek, mobil araçlarla bankacılık sistemi kullanımının, bilgisayara kıyasla çok daha fazla olduğunu dile getirdi.

Şubelerin ana kanal olmayı sürdüreceğine işaret eden Wick, şubelerin para çekme işlemi için değil de tamamen tavsiye ve danışmanlık hizmeti veren bir yere dönüşeceğini söyledi.

Wick, klasik şubelerin kapanmayacağını dile getirerek, ancak internet ve mobil bankacılığın giderek daha da önemli bir hale geleceğine işaret etti.

Mobil bankacılıkta güvenlik sisteminin sağlanmasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Wick, “İsviçre’de bankacılık müşterileri internet ve mobil bankacılığın güvenli olduğunu düşünüyor, öyle varsayıyor. Müşteriler, zaten güvensiz olan bir şeyi sunabileceğimizi düşünmüyorlar bile. Tabii ki bankalar bunu sağlayabilecek birçok önlemi alıyor. Ancak daha da önemlisi asla yüzde 100 güvenlik olmaz denildi. Demek ki reaksiyon gösterebilmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın