diyabet memorial

Memorial Ataşehir Hastanesi Endokrinoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Erol Bolu, Türkiye’de diyabet görülme sıklığının 10 yıl öncesine göre yüzde 90 oranında arttığını bildirdi.

Memorial Sağlık Grubu’ndan yapılan açıklamada, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü öncesinde Memorial Ataşehir Hastanesi Endokrinoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Erol Bolu, diyabetle yaşam hakkında bilgi verdi.

Diyabet sıklığının Türkiye’de bu yıl itibariyle yüzde 16,5’e ulaştığını belirten Bolu, bu oranın yüzde 7,5’inin yeni tanı konulmuş diyabetik hastalardan oluştuğunu bildirdi. Bolu, Türkiye’deki muhtemel diyabetik hasta sayısının 6,5 milyon civarında olduğunu, diyabet görülme sıklığının ise 10 yıl öncesine göre yüzde 90 oranında arttığını ifade etti.

Erol Bolu, diyabet hastalığının pankreastan salgılanan insülin hormonunun azlığı, yetersizliği ya da etkinliğinin azalması sonucu ortaya çıkan ve kan şekerinin yüksekliği ile seyreden bir hastalık olduğunu  belirterek, tanı için açlık kan şekerinin önemli bir kriter olsa da yeterli olmadığına dikkati çekti. Prof. Dr. Erol Bolu, doğru tanının konulması için dikkat edilmesi gereken 4 kriteri şöyle sıraladı;

“Çok su içme, çok idrara çıkma gibi yakınmalar ile birlikte günün herhangi bir zamanında kan şekerinin 200 mg/dl ve üzerinde olması, açlık kan şekerinin (en az 8 saat açlığı takiben) 126 mg/dl üzerinde olması, 75 gram glukoz yükleme testinde 2. saat kan şekerinin 200 mg/dl ve üzerinde olması, A1c değerinin yüzde 6.5 üzerinde olması.”

“Hiçbir belirti vermeyebilir”

Prof. Dr. Erol Bolu, diyabetik hastalarda en çok rastlanan belirtilerin çok su içme, sık idrara çıkma, çok yemek yeme veya iştahsızlık, halsizlik, çabuk yorulma, ağız kuruluğu, gece idrara çıkmak olduğunun altını çizdi. Bolu, ayrıca bulanık görme, açıklanamayan kilo kaybı, inatçı enfeksiyonlar, tekrarlayan mantar enfeksiyonları, kaşıntının da hastayı ve hekimi uyarması gereken yakınmalar olabileceğini ifade etti. Prof. Dr. Bolu son yıllarda hiçbir yakınması olmadan ve taramalar sırasında yakalanan olguların sayısının da giderek arttığının altını çizdi.

Obez veya kilolu olan kişilerde, 45 yaşından itibaren 3 yılda bir tercihen diyabet taraması yapılması gerektiğini vurgulayan Bolu diyabet riski altındaki grupları şu şekilde sıraladı:

“Yakın akrabalarında diyabet olanlar. Gebelikte diyabet gelişen veya iri bebek doğuran kadınlar. Hareketsiz ve yüksek kalorili dengesiz beslenenler. Polikistik Over Sendromu olanlar. İnsülin direnci ile ilgili klinik hastalığı veya bulguları bulunan kişiler. Kalp ve damar hastalıkları bulunanlar. Düşük doğum tartılı doğan kişiler. Şizofreni hastaları ve bazı ilaçları kullanan kişiler. Kan yağlarında bozukluk olanlar. Hipertansiyonu olanlar. Yaşam şeklinizi değiştirin”

Diyabet için söylenecek en doğru sözün “ilerleyici ve henüz tam şifası olmadığıdır” olduğunu dile getiren Prof. Dr. Bolu, doğru beslenme ve egzersizi kapsayan bir yaşam değişikliğinin ise tedavinin ilk ve en öncelikli basamağı olduğunu kaydetti.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın