İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Şimdi bahar doğada yürüyüş zamanı

Özlem Kapar Bayburs – Para Dergisi >> En kolay yapılan spor yürüyüştür. Herkesin her yerde yapabileceği, en yararlı aktivitedir. Uzmanlara göre, yürüyüş yapmak moralinizi yükseltir, mutlu kılar hatta depresyonu yenmenizi sağlar. Ayrıcadoğada geçirilen zaman, kişiye hem sağlık hem de mutluluk verir. Doğa tüm güzelliğini baharda gösterir. Ormanlar, dağlar, vadiler rengarenk çiçeklerle bezenir. Kavurucu sıcaklar bastırmadan kendinizi dağlara, tepelere vurmanın tam vakti. Baharın son günlerini yaşadığımız şu günlerde sizin için çok özel yürüyüş rotaları çıkardık. Günübirlik veya zamanı olanlar için bir hafta sürecek bu yürüyüş turlarında hem eğlenecek hem de öğreneceksiniz. Öğreneceksiniz, çünkü sizin için derlediğimiz bu rotalarda tarih ve kültür de var.

İşte, az bilinen, genellikle acentelerin özel gruplar için kapalı devre yaptığı tarih, kültür ve doğa temalı 15 yürüyüş rotası…

Bu turda keramet var: Keramet Geçişi

Yalova sınırlarından yapılan bir yürüyüş turu. Bölge; köyler arasında geniş açıklık alanlarda ve bir sırt hattını takip ederek yürünen parkura sahip. Parkurun son etapları İznik gölü manzaralı. İstanbul’dan çıktıktan sonra Eskihisar’dan Yalova’ya arabalı vapurla geçip, Aktoprak Köyü’ne varılıyor. Oradan Mahmudiye Köyü’ne kadar olan yürüyüşün ilk bölümünde genellikle yokuş yukarı çıkılıyor ama çok dik değil. Mahmudiye Köyü’ne varınca bir çay molası verip inişli çıkışlı bir parkur takip ederek İznik Gölü manzaralı tepe aşılıyor. Zeytin ve ayva bahçeleri arasında geçen yürüyüşün sonunda Keramet Köyü’ne varılıyor. Bu turun ödülü de işte bu; Keramet köyündeki termal gölet bir açık hava kaplıcası niteliğinde. Kaplıca yaklaşık 30 derecelik sıcaklık içeriyor. İsteyenler yüzebilir. Mayonuzu unutmayın! Kaplıca yakınındaki köyden meşhur İznik zeytinlerinden satın alınabilirsiniz.

Yaylalar, yaylalar: Pürenli Yaylası ve Güzeldere Şelalesi

Günübirlik ve yaylalar arasında geçen bir yürüyüş turu. Düzce’nin Gölyaka ilçesi sınırlarında yer alan ve son yıllarda kamp meraklılarına sıklıkla ev sahipliği yapan bu yaylaya ulaşmak için, İstanbul-Ankara otoyolunu takip ederek Gölyaka’ya varmak gerekiyor. Sonrasında ise 1500 metre yüksekliğindeki Pürenli Yaylası’na tırmanmaya başlıyorsunuz. Pürenli, Gölyaka’ya 24, Düzce’ye ise 28 km uzaklıkta. İstanbul’dan Gölyaka’ya arabayla iki buçuk saatte gelinebiliyor. Yolun tamamı yaklaşık 3 saat sürüyor. Ana yoldan ayrılıp yayla yoluna giriliyor ve birkaç köyden geçip, orman yoluna geçiliyor. Ormanda manzara harika. Buradan 4.4 km’lik bir yürüyüşle Pürenli Yaylası’na varılıyor. Yürüyüş tamamen toprak yolda geçiyor. Yürünen yol ve çevresi çok güzel. Balıklı Yayla’nın vadisine varmak için tek yapmanız gereken önünüzdeki tepeyi aşmak. Çok yorucu olmayan bu yürüyüş sonunda Balıklı Yayla’ya varılıyor. Burası Pürenli’den farklı olarak evlerinin güzelliği ile ön plana çıkıyor. Sonraki durak ise Güzeldere Şelalesi. Ve en son Pürenli’desiniz; geniş yeşillik bir alanla başbaşasınız! Burası çay içebileceğiniz, köy ürünleri satın alabileceğiniz özel bir yer.

Kestane, gürgen, ıhlamur: Suiçti Şelalesi

Son yıllarda çok popüler olan Erikli Yaylası ve Şelalesi’ne alternatif olarak hazırlanmış yeni bir tur programı. Yalova’nın Çınarcık ilçesinin Teşvikiye köyü yürüyüş için başlangıç noktası. Oradan 700 metre yükseklikteki Delmece Yaylası’na doğru hareket ediliyor. Delmece’deki kısa bir molanın ardından Suiçti Tepesi’ne doğru yürünmeye başlanıyor ve 1,5 saat sonra Suiçti Şelalesi’ne varılıyor. Yürüyüşün bu kısmında etrafınızda kestane, ıhlamur, gürgen, karayemiş gibi çok sayıda ağaç türleri görebilirsiniz. Suiçti Şelalesi harika! Burası, Yalova’daki diğer şelalelerden daha yüksek. Yürüyüş yapılan parkurun adı yörede “Ayı İni” olarak geçiyor! Bu tur herkesin yapabileceği orta seviyede yürüyüş gerektiriyor. Günübirlik huzur dolu bir gezi.

Dalga sörfü manzaralı son: Babadağ – Kerpe

İstanbul’a yakın günübirlik turlardan biri. Önce İzmit’in Kandıra ilçesinden Babadağ Köyü’ne geçiliyor. Burada hafif eğimli stabilize yola girip yaklaşık yarım saatlik tırmanışla orman içine dalınıyor. Ormanda envai çeşit çiçeğe rastlamak mümkün. Orman yoluna indikten sonra sola doğru Sarısu istikametine devam ediliyor. Stabilize yoldan tarlalar içinde geçecek yürüyüş küçük bir tepeye çıkarak tekrar patikaya dönüşüyor. Bu bölüm ise ikinci en güzel bölüm. Orman içi keçi yolundan devam edip 10 dakikalık dik bir inişle yürüyüş noktalanıyor. Orman bitiminde buğday ekili tarlalara çıkılıyor ve  buradan Karadeniz kıyısındaki geniş çimenliğe varılıyor. Yorulmadım diyenler yarım saatlik falez yürüyüşü yapabilir. Yürümek istemeyenler çimenlik alanın tadını çıkarabilir. Kerpe koyuna münhasır belki de Türkiye’nin nadir dalga sörfü yapılan koyunda rüzgarla oluşan dalgaların manzarasının keyfine varabilirsiniz.

Mis kokulu tur: Lavanta, Gül ve Sakin Şehir Yalvaç

Lavanta veya gül kokulu, sakin bir hafta sonu gezmesine ne dersiniz?  Isparta Eğirdir Göller Bölgesi’nde yapacağınız bu gezide Kuyucak Köyü, Eğirdir Gölü, Yalvaç ve Psiada Antik Kenti’ni görebilirsiniz. Lavanta Turu’nu yapmak için en uygun mevsim, Haziran ayının son haftasından Temmuz’un sonuna kadar olan zaman dilimi; bu dönemde lavanta tarlalarından harika fotoğraflar çekebilirsiniz. İki günlük gezinin ilk gün programında Kuyucak Köyü ve Eğirdir Gölü var. Sabah Kuyucak köyünde yapılacak kahvaltının ardından lavanta tarlalarında yürüyüş yapıp fotoğraflamak mümkün. Ardından geleneksel yöntemlerle lavanta suyu ve yağının elde elde edildiği ‘Lavantahaneye’  geçip lavantanın öyküsünü dinleyebilir, bu ürünlerden satın alabilirsiniz. Son durak olan Eğirdir gölündeki Altınkum plajında serinleme imkanınız var. Gezinin ikinci gününde ise Cittaslow (sakin şehir) Yalvaç’ı ve Psidia Antik kenti’ni gezebilirsiniz. Bu turun gül versiyonunu, aynı programla gül hasadının gerçekleştiği Mayıs ortasından Haziran ortasına kadar yapabilirisiniz.

Buyurun köy yaşantısına: Bilecik Etno Turizm Turu

Bilecik köylerinde köy yaşantısını deneyimleyip, Bilecik’in bilinenin ötesinde göz ardı edilmiş eşsiz tarihiyle yüzleşmek için bu iki günlük tura katılabilirsiniz. Kınık Kırsal Turizm Köyü ve Kurşunlu Eko Turizm Köyü turun durakları arasında. Kınık’ta Yörük seymenlerin yöresel oyunlarıyla sizi karşılayacağı ilk gün, güzel bir yörük kahvaltısı ile güne başlanıyor. Çömlek atölyelerini gezip, kendi çömleklerinizi yapabilir; bahçeden sebze, dalından meyve toplayabilirsiniz. Daha sonra Küçükelmalı Göleti etrafında uzun olmayan bir yürüyüş sizi bekliyor. Yürüyüş sonrası eski Bilecik şehrinin kurulduğu vadinin sırtında küçük bir tepe üstüne yaptırılmış olan Şeyh Edebali Türbesi ve Külliyesi ziyaret ediliyor. Ildız Hatun, Rabia Bala Hatun (Şeyh Edebali’nin kızı- Osman Gazi’nin eşi) türbeleri, Sadaka Taşı, Orhan Gazi Camii, Süleyman Paşa- Emirler Hamamları, Ayşe Hatun Çeşmesi kalıntıları). Ardından  Kurşunlu Eko Turizm Köyü’ne geçiliyor. Konaklama köy evlerinde yapılıyor.

İkinci güne, isteyenler kendi sütlerini sağarak başlıyor. Kahvaltınız için folluktan yumurta, bahçeden  sebze toplayabilirsiniz. Ardından köy gezisi ve çiçek toplama, dağ gezisi ve bitki toplama var. Kurşunlu’dan Söğüt ilçesine geçiliyor. Ertuğrul Gazi Türbesi, Osman Gazi’nin geçici kabri, Halime Hatun Kabri, (Ertuğrul Gazi’nin eşi) Savcı Bey Kabri, 19 tane Alperen gazi makam kabirleri, Türk Büyükleri Anıtı, Söğüt Ertuğrul Gazi Müzesi, Hamidiye Külliyesi: Hamidiye Camii, Hamidiye İdadesi, (Lise) Darul Eytam (Yetimler Yurdu – Eski Söğüt fotoğrafları, tasarım ve el ürünleri sergisi), Söğüt Hükümet Meydanı, Çelebi Mehmet Han Camii, Karakeçeli Parkı, Kaymakam Çeşmesi, Ertuğrul Gazi Büstü, M.K Atatürk ve Türk Zaferler Tarihi Anıtı. Ertuğrul Gazi Mescidi (İlk mescit – Kuyulu Mescit) göreceğiniz yerler arasında. Son durak da Küre’de- Dursun Fakıh Türbesi ziyareti var.

Orman denizi: Karabük-Yenice Ormanları

Karabük’teki Yenice ormanları, uçsuz bucaksız bir orman denizi niteliğinde olup Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF), Avrupa’nın biyolojik çeşitlilik açısından en değerli ve acil olarak korunması gereken 100 sıcak noktasından biri. Burada Yenice Kent ormanı ve Şeker Kanyonu fotoğraflanacak en güzel yerlerden. Ayrıca Eğriova Göleti mevsim şartlarına göre rotaya eklenecek güzelliklerden olabilir. Bir gece konaklamalı yapabileceğiniz turun ikinci gününde Kastamonu’nun sahil ilçesi İnebolu’ya geçebilirsiniz, buradaki tarihi evler sizi bekliyor. Yol üzerinde Küre ilçesine bağlı harika köylerde fotoğraflar molaları vermek mümkün. Alpleri aratmayan manzaralar karşısında şaşıracaksınız. Son gezi durağı ise Kiraz Festivali ile adını duyuran Çankırı’nın Eldivan ilçesi.

Ege’nin en bereketli coğrafyası: Tire-Birgi-Ödemiş-Bozdağ

Bu turu yapmak için 4 gün ayırmanız tavsiye ediliyor, zira daha kısa olması halinde ‘tadı damağınızda kalabilir’ uyarısı yapılıyor! Turun ilk günü rotanız: NAZARKÖY–TOPBALI–TİRE.  İzmir Kemalpaşa ilçesinin Kurudere, yeni adı ile Nazarköy’e varılıp, buradaki köy kahvesinde panayır havasında bir kahvaltı yapılıyor. Cam nazar boncuğu imalathanesi ve kendisi aynı zamanda “Unesco Dünya Kültür Adamı” sıfatını da alan Mahmut Usta’nın atölyesine gidip el emeği göz nuru nazar boncukları satın alabilirsiniz. Günün sonunda konaklama yapılacak Tire ilçesine varılıyor. Tire’nin meşhur köftesini tadın demeye gerek yok! Nalıncılar, değişik örgülü kumaş üretimi yapan yerler, keçeciler, hepsi birbirinden farklı 41 adet Osmanlı camisi, müze vb. gibi görülecek çok şey var Tire’de.

İkinci günkü rota: SELÇUK–ARTEMİS–ŞİRİNCE–KAPLAN KÖYÜ. Meryem Ana’nın yaşayıp öldüğüne inanılan tepeye gitmekle başlayacak günün devamında Artemis Tapınağı’nı, İsa Bey Camisi’ni, Selçuk Müzesi’ni gezebilir ve en son da Şirince’de mola verebilirsiniz. Şirince’nin muhteşem dokusunu görüp oradan nice lezzetler alabilirsiniz, özellikle şarapları tavsiye ediliyor. Şirince’ye uğrayıp Nesin Vakfı Matematik Köyü ve Nişanyan eserleri olan Tiyatro Medresesi gezilmeden olmaz.

Üçüncü günkü rota ise; ÖDEMİŞ–BİRGİ–BADEMLİ–NYSSA-YENİPAZAR. Ödemiş’in müthiş pazarını gezip, iç Ege’nin mucizeler beldesi olarak tanımlanan Birgi’ye geçiliyor. Aydınoğulları Beyliği’nin başkenti olan bu beldede inanılmaz güzel mimari eserler var. Sonrasında Bademli beldesinde pek bilinmeyen bir resimli ahşap camii, Kılcı Mehmet Ağa Camisini görüp, devamında da Aydın Dağları’nı aşıp güneye gidiliyor. Önce Nyssa Antik Kenti görülüp sonra da Yenipazar ilçesinde ünlü halk kahramanı Yörük Ali Efe’nin konağını ziyaret edebilirisiniz.

Ve son günkü rota da; BOZDAĞ–GÖLCÜK–TMOLOS–SARDİES. İstanbul çıkışlı turun dönüş istikameti Bozdağ üzerinden yapılıyor. Tmolos yani Bozdağ’da, efsanevi kral Midas’ın ellerini yıkayıp tılsımın kaybolduğu kırk gözlü pınardan sizler de su içebilirsiniz. Sonra ovaya inip Salihli’de ünlü antik kent Sardies görülüyor.

Bol oksijen: Karagöl Yaylası ve Taraklı

Sakarya’ya bağlı Taraklı ilçesi, koruma altındaki 19. yy.’dan kalma Osmanlı evleriyle ünlü; evler Safranbolu’yu aratmayacak güzellikte. Hemen her mevsim yemyeşil bir ilçe. 100 ila 300 yıllık evlerin süslediği Taraklı’nın halkı tahtadan tarak ve kaşık yapımıyla uğraştığından bu ismi almış. Ama bu turda sadece Taraklı yok, bol oksijen de var. Karagöl ve Yaylası Taraklı’nın 21 km. kuzeydoğusunda Samanlı Dağları’nın uzantısı olan dağlar üzerinde yer alıyor; yaklaşık 1200 metre yüksekliğinde. Yaylaya Kemaller Köyü’nden çıkılıyor.  Etrafı tamamen çam, kayın, köknar ve meşe ağaçları ile kaplı olan Karagöl Yaylası, 567 hektar genişliğindeki alanıyla, bol oksijenli havası ve soğuk içme sularıyla doğal bir tedavi merkezi. İlkbaharda karların erimesiyle sularla kaplanan yayla, Nisan ayının ikinci yarısında, sular tamamen çekildikten sonra doğa harikası bir görünüme bürünüyor. Yaylada her hafta cuma günleri pazar kuruluyor ve o gün akşama kadar çeşitli şenlikler yapılıyor, tavsiyemiz turu bu şenliğe denk getirmeniz! . Bu turda, Karagöl ve Yaylası etrafında ortalama 3,5-4 saat doğa yürüyüşü yapıyorsunuz ve gününüzü TARAKLI’da sonlandırıyorsunuz.

Tarih ve doğa yüklü rota: Kastamonu İstiklal Rotası

Haftasonu için doğa içinde tarih yüklü bir rota. İstiklal yolu, Kurtuluş Savaşı sırasında İnebolu limanına indirilen cephane ve mühimmatın, kağnılarla Ankara’ya sevk edildiği, 3 yıl boyunca cefakar Türk halkının, kadınıyla, yaşlısıyla, çocuğuyla kat ettiği tarihi bir yol. Yüzyıllardır var olmuş olan bu tarihi yol, üstlendiği özel önem sayesinde Türkiye Cumhuriyeti’ni var eden temel lojistik yolu haline gelmiş. Öte yandan Karadeniz’in çılgın yeşil doğasının tam ortasından geçen, büyük kısmı çam ormanlarıyla kaplı eşsiz bir doğa güzergahı. Bu iki değer birleşince, İstiklal Yolu, doğaseverler, tarih severler ve yürüyüş meraklıları için çok ilginç bir rota oluşturuyor. İstiklal Yolu İnebolu-Kastamonu-Çankırı-Ankara güzergahını izlemekle birlikte, en ilginç ve yeşil kısmını İnebolu-Kastamonu arasındaki 95 km’lik bölüm oluşturuyor. Yol 2008 yılında işaretlendi ve tescillendi. Yolun büyük kısmı ormanlık ve kırlık arazilerden, köylerden geçiyor ve yürüyüş zorluğu açısından çok rahat ve kolay bir zemine sahip, öyle ki herkes rahatlıkla yürüyebilir. 95 km’lik güzergahı, 8-10 km’lik veya daha uzun, anlamlı parkurlara bölüp, 1-2-3 veya 4 günde yürümek mümkün.

Doğa, tarih ve macera: Kemaliye ve Divriği

Dört güne yayılan bu turda doğası, mimarisi, Karanlık Kanyonu, Fırat Nehri ile bütünleşen manzarası, yerel yaşamı ve yemekleri ile ilginizi çekecek Kemaliye’nin yanı sıra Divriği Ulu Camii’yi de gezebilirsiniz. Kemaliye, eski adı ile Eğin, Fırat Nehri’nin kenarına kurulu, Erzincan’a bağlı, 1900’lü yılların başlarında nüfusu 50 bin civarında iken göç yüzünden şimdi 5 bin kişi civarına düşmüş bir kasaba. Bu yoğun göç, Kemaliye’nin bugünkü güzel ve korunmuş halini oluşturan en önemli faktör. Bölgede bolca bulunan ve önemli bir gelir kaynağı olan dut ağacından yapılmış birer kültür hazinesi olan evler halen ayakta. Tam bir ekoturizm merkezi olan şehrin kültür ve tarih hazineleri korunmuş, doğa yürüyüşü patikaları açılmış durumda. Fırat Nehri’nde rafting, 500 metrelik yükseklikte Karanlık Kanyon’dan base jumping atlayışları ve her sene haziran ayında düzenlenen doğa sporları festivali Kemaliye’nin ‘en’leri arasında. Turun ilk gününde Keban Barajı, Arapgir, Ocak Köyü, Yeşilyurt Köyü ve son Kemaliye; ikinci gününde ise Sırakonak, Apçağa Köyünde yürüyüş yapılyor ve Hacca Bağları ile Etnografya Müzesi geziliyor. Üçüncü gün ise: Kemaliye merkezi ve Karanlık Kanyon geziliyor.  Dördüncü ve son günkü durak ise DİVRİĞİ.

Tarihe tanıklık edeceksiniz: Frig Vadisi

Kütahya, Afyon ve Eskişehir sınırları içerisindeki Frig Vadisi’ndeki kiliseleri, kaya mezarları, mağaraları, freskleri, Türkmen Dağı’nın yarattığı muazzam bir coğrafyayı, Anadolu’nun en sağlam kalmış kenti: Aizonai’yi, Yazılıkaya’yı, Solon Mezar Anıtı ve Midas Anıtı’nı, Attis Tapınağı’nı bir haftasonu turunda görmeye ne dersiniz? Afyon konaklamalı iki günlük bu turda, ovada yürüyüş yaparak tarihe tanıklık edeceksiniz. Anadolu’nun ilk mahir kuyumcusu, bezeme sanatı ustası, müzikte flütün mucidi Frigler’in yaşam alanlarında, su ve rüzgar erozyonu ile oluşan kayalıkların ve Peribacaları’nın arasında yürüyeceksiniz. İstanbul çıkışlı bu turun ilk gün durakları: Döğer, Aslantaş, Köhnüş Vadisi, Yılantaş, Aslankaya ve Afyon. İkinci gün ise; Ayazin, Kümbet, Yazılıkaya (Midas Şehri).

Bir Antik Çağ rotası: Hititlerin İzinde

Tarih, arkeoloji, kültür ve doğa meraklıları için özel bir rota! Unesco Kültür Miras Listesinde önemli bir yer tutan, dünya uygarlık tarihine önemli veriler sunan Hitit başkenti Hattuşa, kült merkezi Yazılıkaya, Alacahöyük gibi bölgedeki önemli arkeolojik yerleşimler özel bir yürüyüş parkuruyla birleştirilerek sunuluyor.

Anadolu’nun ilk imparatorluğunun başkenti günümüzdeki ismiyle Boğazkale’de iki gün boyunca Yazılıkaya, Hattuşa, Alacahöyük gibi tarihsel önemi yüksek yerleri keşfedip, Hitit yürüyüş yollarının en güzel rotalarında yürüyüşler yapabilirsiniz. Gezinin ilk günü Hitit yürüyüş parkurlarından birini takip edip Hattuşa’ya en görkemli olarak dünyanın ilk barajlarından birini gördükten sonra Alacahöyük’ten Kalehisar kalıntılarına yürüyeceksiniz. Ayrıca bu turda; birincilik sahibi bir lezzeti, 3500 yıllık bir Hitit yemeğini tatma şansınız var: Narlı kuzu budu. Hitit çivi yazılı tabletlerde keşfedilmiş bir yemek tarifi bu! Yürüyüşler ilk gün yaklaşık 5-6 saat, ikinci gün ise 3 saat civarında.

Bir fotoğraf atölyesi: Bafa Gölü

Ege bölgesinde çoğu fotoğrafçı ve gezginin farkında olmadan geçtiği sessiz bir hazine var: Bafa Gölü. Latmos Dağı eteklerinde bulunan göl, Heraklia antik kenti, mağara resimleri, jeo parkı andıran kaya yapısı ve zengin bitki örtüsüyle tam bir doğal hazine. Bunlarla birlikte başka bir değer daha var o da gölün konar göçer kuşları. Genelde 3 gün olarak organize edilen bu tur, bir fotoğraf gezisi olarak planlanıyor. Karia medeniyetinden kalma antik şehirler, zengin bitki örtüsü, farklı doğal kaya oluşumları ve kuşlarla dolu adalar fotoğraflanmayı bekliyor. Turun öne çıkanları şöyle: Heraklia Antik Kenti – Kapıkırı Köyü,  adalarda kuş gözlemi ve çekimleri; Latmos Dağı ve kiliseleri; gece çekimleri ve antik kentte fotoğraf uygulamaları.

Konya-Karaman- Ermenek-Mut

Bu turda Neolotik dönemden günümüze Orta Anadolu’yu arşınlayabilirsiniz. Konya, Mevlana Müzesi, Sille, Çatalhöyük, Meke Gölü, Karapınar, Karaman, Binbir Kilise, Taşkele güzergahınız olacak. Konya konaklamalı turun ilk gününde kent merkezi ve Sille’yi geziyorsunuz. İkinci günkü rotanız şöyle: Çatalhöyük-Karapınar–Meke Gölü–Karadağ-Binbir Kilise-Karaman; şanslıysanız yol üstünde Yılkı atlarını da görebilirsiniz.  Üçüncü gün TAŞKALE (Kızıllar), Manazan Yerleşkeleri, İncesu Mağarası ve Tahıl Ambarları gezeceğiniz yerler arasında. Sertavul Geçidi, Alahan, Mut, Ermanak Barajı ve Ermenek son günkü duraklarınız.

Konya denince aklımıza Mevlana, Selçuklu dönemi ve eserleri gelir öncelikle. Evet bunlar vardır ancak bunların yanı sıra daha az bilinmekle birlikte çok değerli ve etkileyici tarihi ve doğal güzelliklere de sahiptir Konya. Bu gezi programı, bilinenlerle birlikte Konya’nın az bilinen ancak mutlaka görülmesi gereken değerlerini de kapsıyor. Ermenek yöresi ise tarihin ilk çağlarından itibaren mühim bir yerleşim alanı olmuş ve stratejik konumundan dolayı Asur, Hitit, Pers, Makedon, Romalı ve Bizans dönemlerinde de önemini korumuş bir bölge.  Mut ise M.Ö. 2000 yıllarında ilk yerleşimlerin başladığı tahmin edilen bir ilçedir. Dağlık ve ovalık Kilikya olarak iki bölüme ayrılan Kilikya’nın Dağlık bölümünde, tarihte çok önemli olaylara sahne olmuş Sertavul geçidinin hemen güney ağzında kurulmuş. Bir süre Venedikli ve Kilikyalı korsanlar tarafından elden ele geçtiği, sonrasında Roma hükümetince burada uzun süreli bir hakimiyet sağlandığı söylenir.

Yürüyüşe çıkmadan önce bunları unutmayın:

  • Mevsim koşullarını düşünerek giyinin (yağmurluk, polar, şapka, güneş gözlüğü, vb.)
  • Ínceden kalına doğru bir giyimi tercih edin…
  • Ayakkabınız yürüyüşe uygun olsun. Bilek bot ve altı lastik tabanlıları tercih edin.
  • Küçük bir sırt çantanız bulunsun
  • Mutlaka yedek giyim, çorap ve ayakkabı alın
  • Yanınıza,su ve enerji verici yiyecekler alabilirsiniz Tabii varsa ilaçlarınızı da.
  • Fotograf/Video çekiyorsanız yeterince ekipman, yedek pil almayı unutmayın.

 

Bu turları yapan acentelerden bazıları: Geziciyak, Bukla Tur, Tamzara Tur, Arnika Tur, Novitas Tur


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

İlk yorum yapan siz olun

    Bir yanıt yazın