Ordu’dan yükselen tat Sağra’nın yeni yatırımı üzerine

Osman Çakmak

1936’dan bu yana Türkiye’nin çikolata hafızasında özel bir yere sahip olan Sağra, 2021 yılında OYAK çatısı altına girdikten sonra rotasını daha net çizmeye başladı. Fatsa Organize Sanayi Bölgesi’nde yapılacak olan yeni fabrika yatırımı, sadece bir üretim tesisi değil; aslında bir vizyon belgesi.

Mevcut 85 bin metrekarelik alan üzerine kurulacak yeni tesis, Sağra’nın üretim kapasitesini dört kat artırmayı hedefliyor. 5 bin tondan 20 bin tona çıkacak fındık kullanımı, özellikle yerli üretici için umut verici. İstihdam tarafında da 200-250 yeni iş gücü öngörüsü, Fatsa ve Ordu halkı için doğrudan bir kazanç.

Ancak her yatırım yalnızca rakamlarla ölçülmez. Bu hamlenin zamanlaması ve yönü, aynı zamanda sektör içi bir mesajdır: “Yerli markalar da global vizyon koyabilir.” Ferrero gibi devlerin Karadeniz üzerindeki etkisi göz önüne alındığında, Sağra’nın “ben de bu sahadayım” demesi gecikmiş ama kıymetli bir adımdır.

Yatırımın dikkat çeken bir diğer boyutu ise sürdürülebilirlik. Uşak’ta kurulacak GES ile fabrikanın tüm elektrik ihtiyacının güneşten sağlanacak olması, sadece bir yeşil enerji tercihi değil; aynı zamanda stratejik bir maliyet yönetimidir. Artan enerji fiyatları çağında, üretim yapan her kurumun bu tür adımları artık mecburiyet sayılmalıdır.

Ancak bazı sorular da yanıtsız bırakılmamalı.

Sağra, bugüne dek sadece 5 bin ton fındık alımıyla Karadeniz’deki üretimin çok küçük bir kısmını değerlendiriyordu. Bu oran, yıllardır neden böyle kaldı? Neden daha önce bu büyüme stratejisi hayata geçmedi? Yerli firmalar ancak el değiştirip bir sermaye grubuna bağlanınca mı büyüyebiliyor?

Bu soruların cevabı, sadece Sağra için değil; Türkiye’nin tarım-sanayi dengesi için de hayati.

Özetle: Ordu’nun bir simgesi olan Sağra, şimdi sanayi 4.0 ve yeşil enerjiyle yeniden ayağa kalkıyor. Bu yeniden doğuş sadece çikolata üretmekle sınırlı kalmazsa; yerli üreticiyle adil, şeffaf ve uzun vadeli bir ilişki kurabilirse gerçek başarı o zaman elde edilir.

Ve belki de bu kez çikolata sadece tatlı bir ürün değil, yerli sanayinin direniş hikâyesi olur.