İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye: Mart enflasyonunda ithal fiyatları ve petrol etkisiyle artış bekleriz…

ENVER ERKAN, TERA YATIRIM

Enflasyonun ana politika odak noktası olmaya devam edeceğinin anlaşıldığı Merkez Bankası mesajlarından sonra, yeni haftaya Mart ayı enflasyon verilerini izleyerek gireceğiz. Mart ayında enflasyonun %1’lik aylık artış ile beraber yıllık bazda %16,1 seviyesinde gerçekleşmesini bekleriz. Enflasyon, Şubat ayında artan ithal fiyatları ve petrol fiyatlarının etkisiyle %15,6 seviyesine yükselmişti. Mart enflasyonunda da bu iki faktörün etkili olmaya devam etmesini bekleriz.

Enflasyon artan ithalat maliyetleri ve petrol fiyatlarının etkisiyle Ekim ayından sonraki 5 ayda da hızlanarak Şubat ayında %15,6 seviyesini bulmuştur. ÜFE üzerinde yüklenen maliyet etkisi ile beraber ÜFE ile TÜFE arasındaki makas %11’e ulaşmıştır. ÜFE’deki artışın da devam etmesi, bu maliyet yükleniminin sürdüğünü göstermektedir. Bu maliyet etkisi de hem döviz kurları hem de emtia fiyatlarından, özellikle de artan petrol fiyatlarından gelmektedir. Mart ayında da 65 USD civarlarında seyreden petrol fiyatları, bir önceki yılın aynı döneminde pandemi etkisiyle dip yapmış olan fiyatlara göre önemli bir baz etkisi de göstermektedir. Bu maliyet geçişi etkisinin TÜFE üzerine yansımaya devam etmesiyle, yukarı yönlü baskının devam edeceğini ve Mart ayından sonra da enflasyonun yükseleceğini düşünürüz. Yılın ikinci yarısında, mevcut faktörlerin ağırlığının azalması, mevsimsel koşullar ve baz etkisi ile dezenflasyon beklenmekle beraber bu sürece ilişkin yukarı yönlü riskler özellikle son TRY hareketlerinin enflasyonist etkisi çerçevesinde daha fazla ağırlıklanmıştır.

Türkiye enflasyon ve faiz oranları… Kaynak: Bloomberg, TCMB, TÜİK…

Hem TCMB görev değişikliğinin piyasa yansıması, hem de ABD Hazine getirilerinin yükselmesi ile beraber TRY, Mart ayında %10’a yakın bir değer kaybına uğramıştır. Tabii bu çeşit bir volatilite ve belirsizlik, ileriye dönük olumlu yönde fiyatlama yapmayı da zorlaştırmaktadır. Bu bakımdan, ithal tarafından gelen enflasyon baskısına da ilave bir etki söz konusu olabilir. Kur ve faiz hareketlerinin etkisi, ithalat maliyetleri tarafında belirsizlik aralığını artırmaktadır. Yerel para değeri üzerinde oluşan yeni değer kaybı baskısı da, Merkez Bankası’nın sıkı politika uygulama gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Merkez Bankası’nın yeni Başkanı Sn. Şahap Kavcıoğlu’nun ekonomist toplantısındaki sıkı para politikası mesajları piyasa tarafından olumlu algılandı. Enflasyon odak noktasını ve pozitif reel faiz söylemini dikkate alacak olursak (burada tabii gerçekleşen enflasyon ile beklenen enflasyonun nasıl ağırlıklandırılacağı da önemli tabii); %19 faiz bir süre daha uygulamada kalacak görünüyor. Enflasyonun genel görünümünü ele aldığımızda da, 15 Nisan PPK’sında faiz indirimi olası görünmemektedir. İlerleyen döneme ilişkin de politika faizinin, TÜFE’nin üzerinde tutulacağına dair söylem önemli.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

İlk yorum yapan siz olun

    Bir yanıt yazın