Pera Müzesi?nin ülkemiz sanatseverleriyle tanıştırdığı, eserleri Türkiye?de ilk kez sergilenen, Csontváry: Macar Resminin Sıradışı Bir Ustası sergisi 12 Aralık Pazar günü sona eriyor. Sergi; bizleri, döneminin akımları dışında kalan, kendine özgü renkleri, simgesel anlatımı ve ?göksel ses?i dinleyerek adeta resimleriyle şiir yazan Macaristan?ın bu sıradışı sanatçısını keşfetmeye davet ediyor.
Csontvary “Macar Resminin Sıradışı Bir Ustası”
Csontváry, bir yüzyıl dönümü sanatçısıdır. Yapıtlarındaki zenginlik ve karmaşa, üslup kategorileriyle açıklanamaz. Gerçekçi gözlem, değişen ışığa vurgu, post-izlenimciliğe özgü süslü, coşkulu renk kullanımı, biçimin büyük ölçek üzerinden işlenmesi ve renklerdeki güçlü kırılma, çoğu zaman aynı tuvalde aynı anda belirir.
Sergi; bizleri, döneminin akımları dışında kalan, kendine özgü renkleri, simgesel anlatımı ve “göksel ses”i dinleyerek adeta resimleriyle şiir yazan Macaristan’ın bu sıradışı sanatçısını keşfetmeye davet ediyor.
Özgeçmiş
“Öğrenciyken ezberden nefret ederdim. Kutsal Kitap’ı masal gibi görüyor; daha çok, dışarıda, doğanın içinde olmaya, bülbülün ötüşünü dinlemeye, kâh burada kâh şurada polenli taçyapraklarını kelebek, arı, yaban arısı ve böcek sürüleri kuşatmış bir çiçeğe bakmaya can atıyordum.”
Mihály Tivadar Csontváry, 5 Temmuz 1853’te Kisszeben’de doğdu. Beş kardeşi vardı, babaları avcılığa meraklıydı. Spor, avcılık ve patende çok iyi olan Csontváry derslerinde bir o kadar başarısızdı. Babasının onu götürdüğü Eperjes’te üç yıl boyunca satıcılık yaptı, sonra kimya eğitimi aldı ve eczacı oldu. 1863’teki büyük sel felaketi ve ardından çekildiği dinlenmeden sonra kendini İgló’daki eczanenin önünde öküz arabasını reçetelere resmederken buldu. Yaklaşık on yıl süreyle eczacılıktan iyi para kazanan Csontváry, 1894’te, 41 yaşında resim yapma hayalinin peşine düşerek önce Münih’ten Karlsruhe’ye, oradan İtalya’ya ve Dalmaçya kıyılarına uzandı. Önce Düsseldorf Akademisi’ne, sonra Paris’teki Julian Akademisi’ne yazıldı. Akademik eğitimi terkederek Pompei’den başlayan uzun yolculuğu süresince İtalya kıyılarını dolaştı. Ardından Avrupa’yı, Mısır ve Kudüs’ü keşfetti. Yolculukları sırasında 1913’te İstanbul’a da uğradı. 1919 yılında Macaristan’ın gelmiş geçmiş en sıradışı ve yalnız sanatçısı olarak yaşama veda etti.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.