Ekonomi gazeteciliğinin duayenlerinden Güngör Uras, okurlarının çok iyi bildiği her zamanki hoş ve samimi üslubuyla, devlet kurumları ve özel sektördeki çalışma yaşamına dair anılarını dile getiriyor. Çoğu zaman mizahi ve gülümsetici bir dil tutturan usta yazar, Süleyman Demirel’den Turgut Özal’a, patron damatlarından devalüasyon hikâyelerine, işbitirici sekreterlerden Henry Ford’la üç kez el sıkışmasına, CIA’in ekonomik analizlerinden büyük sermayenin abartma huyuna açılan yelpazede, pek çok ilginç olay ve anekdot aktarıyor. Öte yandan, eski zamanlara, eski insanlara ve eski İstanbul’a dönük bir anma olarak da bakılabilir Bak, Ben Sana Anlatayım’a?
Doğan Kitapçılık’tan çıkan Güngör Uras’ın “Bak Ben Sana Anlatayım” adlı kitabı 260 sayfa.
Gazeteci Yazar Servet Yıldırım, Referans Gazetesi’ndeki 17 Şubat 2010 tarihli yazısına, kitabın adını başlık olarak verdi. Yıldırım’ın “Bak, Ben Sana Anlatayım” ile Güngör Uras’ı yorumladığı yazısı şöyle:
“Güngör Uras bu ülkenin ekonomisinin son 55 yılına aktif tanıklık eden bir isimdir. Ayaklı bir kütüphane gibidir. 1956 yılında Halk Bankası’nda başladığı ve daha sonra Devlet Planlama Teşkilatı, Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Aksigorta gibi kurum ve kuruluşlarda sürdürdüğü meslek yaşamının yanı sıra birçok gazetede köşe yazarlığı yapmış ve üniversitelerde öğretim görevlisi olarak ders vermiştir. Tanıyanlar bilir: Çizgisi nettir. Kendisini karşısındakine beğendirmeye çalışmaz. Tatlı dillidir, güler yüzlüdür, dik başlıdır. İyi gözlemcidir, en karmaşık olayı bile hemen soyutlayıp, basitleştirip en anlaşılır şekilde sunma yeteneğine sahiptir. Halen hiç yorulmadan “tıkır tıkır işleyen” bir makine gibi üretimine devam ediyor; kimi zaman Güngör Uras, kimi zaman Tevfik Güngör ve kimi zaman Ali Rıza Kardüz olarak karşımıza çıkıyor.
Bazı konularda uyuşmayız
Güngör Uras’ın yazıları kadar sohbetleri de zevklidir. Ben tattım, bilirim, doyumsuzdur o sohbetler. Ülkenin yarım asrını en ilginç ve keyifli anılarla aktarır Güngör Uras bu sohbetlerde. Hele bir de yanında eşi Nuran Hanım varsa işte o zaman hiç bitmesin istersiniz bu keyifli sohbetler. Her defasında da masadan “Güngör abi ne olur yazsana bunları” baskıları gelir. O da galiba baskılara dayanamadı ve yazdı. Benim de elime böylece Güngör Uras hakkında yazma fırsatı geçti. Bazı konularda görüşlerimiz uyuşmasa da hayranımdır Güngör Uras’ın yazarlığına, profesyonelliğine ve dostluğuna.
Doğan Kitap’tan çıkan “Bak, Ben Sana Anlatayım” başlıklı kitap için Güngör Uras “Olaylarla Alaylar” alt başlığını kullanmış. Kitapta Süleyman Demirel’den Turgut Özal’a, patron damatlarından devalüasyon hikâyelerine, işbitirici sekreterlerden Henry Ford’la üç kez el sıkışmasına, CIA’in ekonomik analizlerinden büyük sermayenin abartma huyuna kadar pek çok ilginç olay ve anekdot yer alıyor.
Kitabın arkası gelsin
“Buğday için borç dilenmenin dayanılmaz ezikliği”, “IMF ve prostat sorunu”, “Turgut abimle aram nasıl bozuldu?”, “Vehbi Bey’in Siemens Ajandası”, “Karaköy’ün eski koltuk meyhaneleri”, “Umre” ve “Merkez Bankası başkanı olamadık” bölüm başlıklarından birkaçı. Önemli anların tanığıdır Güngör Uras. En son Feyyaz Berker ile birlikte hazırladığı “Fikir Üreten Fabrika, TÜSİAD’ın İlk 10 Yılı” başlıklı kitapta TÜSİAD’ın doğuşunu ve nasıl Türkiye’nin 40 yılına damgasını vuran bir kuruluş haline geldiğini aktarmıştı. Yeni kitabı için söylenecek tek şey: “Eline sağlık Güngör abi…” Ama benim dinlediğim ve kitapta yer almayan daha pek çok anısı var Güngör Uras’ın. Dedim ya, o son 55 yılın aktif tanığıydı. Olaylara kimi zaman sadece tanıklık etti, kimi zaman hem tanıklık etti hem de içinde yer aldı. Umarım arkası gelir bu kitabın.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.