İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

NOMİSMA BAĞIMSIZ VE MİLLİ PARA SİSTEMİ

Para gücünü doğadan veya doğal yollardan değil kanundan; latince adıyla “NOMOS”tan alır. Bu gücü değiştirebilmenin kaynağı da yine kanun yapıcılar olduğu için, Aristoteles parayı NOMİSMA diye adlandırmıştır.

Dr. Artuğ ÇETİN ilk kitabı, NOMİSMA Bağımsız ve Milli Para sistemi ile geleceğin para düzeninin nasıl olacağını ilk kez masaya yatırıyor.

Piyasada gerek nakdi olarak kullandığımız, gerekse elektronik ortamda banka hesaplarında tuttuğumuz paranın tamamı Merkez Bankaları tarafından tedavüle çıkarılmamış, yani üretilmemiştir.

Cüzdanımızda veya banka elektronik hesaplarımızda tuttuğumuz paramızın neredeyse %85-90’ının kar amacı güden ticari bankalar tarafından üretilip tedavüle çıkarıldığını, yani varsayıldığı gibi Merkez Bankaları tarafından üretilip tedavüle çıkarılmadığını ve pek çok ülkede yasalarca net bir şekilde düzenlenmeyen bu durumun yeni para sistemi ve günümüz para sisteminde yapılacak birkaç düzenlemeyle günümüzdeki kamu borçlarını ödeyebilecek hale getirilebileceğini biliyor musunuz?

Günümüzden geleceğe değişecek para sisteminin anlatıldığı, Türkiye’de bu anlamda yazılmış ilk kitap Bağımsız ve Milli Para Sistemi NOMİSMA; para, ekonomi ve geleceğin parasal düzeni ile ilgili bilmediğimiz pek çok gerçeği ilk kez masaya yatırıyor.

Kitabın yazarı Dr.Artuğ Çetin “Türkiye gündeminde çok yer tutmamasına rağmen, Dünyada uzun süredir tartışılan paranın geleceği ve demokratikleşmesi artık halihazırdaki para sisteminin sonuna geldiğimizin kanıtıdır.

Üretilen madeni ve kağıt paraların piyasalarda kullanım oranı bazı ülkelerde %1’lere kadar düşmüştür. Bu da şu anlama gelir; devlet yani Merkez Bankaları, artık para üretmemektedir. Sistem devletler açısından kabul edilemez bir noktadadır. Adı üzerinde kısmi rezerv bankacılık sistemi, kısmi bir parayı referans vererek misli bir parayı kullanıma sürmektir. Bu da yeni üretilen paranın adeta karşılıksız olması anlamına gelmektedir. Diğer taraftan günümüz para ve bankacılık sistemi gereği kredi vermek suretiyle ticari bankalar tarafından yani “borç” karşılığı gerçekleşen bir para üretiminden bahsetmekteyiz. Buradan anlaşılan, kullanıma sürülen her birim paranın karşılığının “borç” olduğu gerçeğidir. Para hacmi diye bahsettiğimiz kurgu, günümüzde borç hacmi şeklinde yorumlanabilir. Çünkü ticari bankaların kullanıma sürdüğü kaydi para ile meşru Merkez Bankalarının üreterek kullanıma sürdüğü nakdi para arasındaki oran, kaydi para lehine %90’lara ulaşmış durumdadır. Yani para hacminde Merkez Bankaları’nın payı %10’lara düşmüştür. Dolayısıyla parasal hacmin kontrolü meşru Merkez Bankaları’ndan çıkıp, ticari bankalara geçmiştir. Bağımsız ve Milli Para Sisteminin hayata geçmesi durumunda Merkez Bankaları para hacminde tam kontrole ulaşabilecek ve buna bağlı olarak da devletler halihazırdaki kamu borçlarını önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde geri ödeyebilecek finansal kabiliyete erişebilecekler. Böylelikle vergi gelirleri, borç ödemek yerine; toplumun refahı için kullanılabilecek. Bu konudaki araştırmalarım ve dünyanın geldiği noktayı olabildiğince yalın bir dille “Nomisma- Bağımsız ve Milli Para Sistemi” adlı kitabımda tüm detayları ile açıkladım” dedi.


Dr Artuğ Çetin kimdir?

Avusturya’daki Innsbruck Leopold-Franzens Üniversitesi İşletme Fakültesi “Uluslararası İşletme&Finans Kontrol, Yatırım&Finansman” Bölümü’nden mezun olan Dr. Artuğ Çetin, yüksek lisansını da aynı üniversitede tamamladı.

Doktora tezinde “Avrupa’da yaşayan Türklerin Yatırım ve Tasarruf Eğilimleri’’ni inceleyen Dr. Çetin, üniversitede “Stratejik Yönetim ve Liderlik’’ ve “Uluslararası Finans” dersleri verdi.

Avusturya Merkez Bankası’nda 2 yıl boyunca “Avrupa’da yaşayan Türklerin tasarruf ve yatırım eğilimlerine nezdinde Avrupa bankalarının ürünlerinin uyumlulukları ve yapmaları gereken değişiklikler” konulu bir araştırma projesinin müdürlüğünü yapan Dr. Çetin, 2003 yılında Avusturya Ticaret Odası’nın ve Avusturya’da yüksek tirajlı bir dergi olan Gewin’in düzenlediği bir organizasyonda “Genç İşadamı” ödülünü almıştır.

2005 yılında Türkiye’ye dönen Dr. Artuğ Çetin, uluslararası gayrimenkul yatırımları yapan çok uluslu bir firmanın finans müdürü olarak görev yaptı.

2008 yılından itibaren büyük bir yatırımcı grup olan Prime Development’ın Türkiye’ye yönelik gayrimenkul yatırımlarını gerçekleştirmek ve bu yatırımlarının uzun vadeli yönetilmesi için çalışan Dr. Artuğ Çetin, şirketin Türkiye ve Lüksemburg operasyonlarının yönetiminden sorumlu CEO’dur.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

İlk yorum yapan siz olun

    Bir yanıt yazın