İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Faiz ve dövizde ibre yukarı

images-1ESİN ÇETİNEL >> Deyim yerindeyse tüm dünya nefesini tutmuş ABD’yi izliyor. Daha doğrusu ABD Merkez Bankası’nın (FED) parasal sıkılaştırmaya yönelik olarak alacağı kararı bekliyor. Halen her ay piyasalara 85 milyar dolar para enjekte eden FED’in kademeli biçimde bu tutarı aşağı çekeceğine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Sadece buna ne zaman başlayacağı bilinmiyor.

Bu konuda hemen herkes farklı bir tarihi işaret ederken, kimi söz konusu kararın yakında açıklanacağını, aralık ayında ya da mart ayında FED’in sıkılaştırma politikasına başlayacağını düşünüyor. Öte yandan, FED’in başkanlık koltuğuna yılbaşından sonra oturacak olan Janet Yellen’in son açıklamalarının, para musluklarının mart veya marttan sonra kısılacak diyenlerin görüşünü desteklediğini belirtelim. Ancak her kesimin FED’in ilk adımda 5-10 milyar dolar gibi düşük bir tutarda azaltıma gideceği konusunda hemfikir olduğu görülüyor.

Sonuçta bugünlerde neredeyse tüm dünya ABD’nin parasal sıkılaştırmaya ne zaman gireceğini, ne tutarda azaltma yapacağını ve bunun piyasalara olası etkilerini hesaplamaya çalışıyor.

TÜRKİYE DE ETKİLENECEK

Tabii ki Türkiye’de de benzer hesaplar yapılıyor, kartlar yeniden karılıyor. Özellikle Avrupa’nın yaptığı sürpriz faiz indirimi ve geçen hafta beklentilerin üzerinde çıkan Türkiye’nin cari açık rakamının piyasalarda tedirginliği artırdığı görülüyor. Ancak ABD’nin parasal sıkılaştırmaya gideceği beklentisinin fiyatlara çok yansımadığını da belirtelim.

İşte bu süreçte parayı yönetenlere FED’in zamanlamasının ve bunun Türkiye’de faiz ve döviz kurlarına etkisinin ne olabileceğini sorduk. Ayrıca bu dönemde “Portföylere döviz alınmalı mı? Alınırsa tutarı ne olmalı? Euro mu dolar mı?” gibi sorular da yönelterek bunların yanıtlarını almaya çalıştık.

YELLEN’İN AÇIKLAMASI OLUMLU

Odeabank Bireysel Bankacılık Yatırım Ürünleri Strateji Grup Müdürü Atilla Yenihayat, bu sorulara yanıt vermeden önce FED beklentisine dikkat çekiyor. Janet Yellen’in son açıklamasına dikkat çeken Yenihayat, “Yellen’in komitede yaptığı sunum ve açıklamalar sonrasında FED’in varlık alım programında yapmayı planladığı indirimi Mart 2014 ve hatta sonrasına kadar öteleyeceği daha net ortaya çıkıtı” diyor. Avrupa para birimi euro için durumun çok da parlak olmadığını ifade eden Yenihayat, bu konudaki beklentilerini ise şöyle özetliyor:

“Açıklanan veriler orta vadede euro aleyhine bir baskı olacağını net bir şekilde ortaya koyuyor. Ancak kısa vadede dünya piyasalarında dolar aleyhine gelişebilecek pozitif beklentinin euro/dolar paritesini 1.3650 seviyelerine kadar taşıma beklentisi yanlış olmaz.”Bu belirsiz ortamda Türkiye’nin özellikle Yellen’in son yaptığı açıklamadan olumlu yönde etkileneceğini düşünen Yenihayat, “Bu bağlamda söz konusu beklentiler dahilinde dolar/TL için 2, euro içinse 2.70 TL seviyelerinin altını görmemiz mümkün olabilir. ABD faizlerine duyarlılığını sürdüren tahvil faizleri ise gelecek hafta yapılacak ihaleler öncesinde yüksek seyrini koruyabilir. Ancak kurlardaki beklentimize paralel olarak faiz eğrisinde de sene sonuna doğru aşağı yönlü bir trend oluşabilir” diyor.

DOLAR DEĞERLENECEK

Doların hem euro, hem de gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı değerleneceği bir sürece gireceğine vurgu yapan TSKB Hazine Müdürü Aslı Zerrin Hancı ise bu ortamın Türkiye’ye etkilerini şöyle özetliyor:

“FED, olası bir ‘tapering’ yani aylık tahvil alım programında azaltım yapma kararını 2014’ün ilk çeyreğinde uygulamaya alabilir. FED’in genişlemeci para politikasına son verecek olması gelişmekte olan ülke varlıkları için olumsuz bir risk algısını da beraberinde getirecek. Bu noktada Türk varlıkları da mutlaka etkilenecek.”

FAİZ YÜZDE 10’U AŞABİLİR

İntegral Menkul Değerler Araştırma Müdürü Egemen Candır’a göre ise, FED aralık ayında para musluklarını kısmaya başlayacak. Ancak bu azaltımın 5-10 milyar dolar civarında kalacağını tahmin eden Candır’a göre bunun pariteye etkisi şöyle olacak: “Euro/dolar paritesi, FED’in parasal genişlemede azaltıma girmesi durumunda 1.3160-1.3200 aralığına çekilip bu bölgeden destek alarak önümüzdeki üç aylık süreçte 1.3200-1.3465 aralığında hareket edebilir.”

FED’in aralık ayında tahvil azaltımı olmasa bile önümüzdeki üç dört ayda bunun olabileceği beklentisinin Türkiye’deki kırılganlığı artıracağını söyleyen Çandır, bunun faiz ve dövize olası etkilerini ise şöyle özetliyor:

“Son gelişmeler ve beklentiler Türkiye’de faizlerin ve doların yüksek seviyelerde kalabileceğine işaret ediyor. Yılsonuna kadar doların, FED parasal genişlemeyi azaltmasa da, 1.95-1.96’nın üzerinde kalması beklenebilir. FED’in aralıkta tahvillerde azaltma yapması durumunda ise yılsonunda dolarda 2.10’u görebiliriz. Euro/TL ise yılsonunda 2.66 üzerinden kapanabilir. FED’in tahvil alımını azaltması durumunda ise bu taban noktası 2.70 olur. Türkiye’nin iki yıllık gösterge tahvilinin ise 7.5 seviyesinin üzerinde tutunması söz konusu. Özellikle FED üzerine azaltım senaryoları gerçekleşirse, yüzde 10’ları görebiliriz.”

2.10 ZORLANABİLİR

Saxo Capital Markets Menkul Değerler Uluslararası Piyasalar Uzmanı Erdal Erbaş’a göre, son günlerde değer kaybı yaşasa da euro yine güçlü olmayı sürdürecek. Euro/dolar paritesinin tekrar 1.38’lere hareket edebileceği tahmininde bulunan Erbaş, yakın vade için global piyasalara yönelik şu tespitte bulunuyor:

“FED’in aralık toplantısında parasal genişleme programında bir değişiklik beklemiyor. 85 milyar dolar olan programda ilk geri adımın Mart 2014’de atılabileceğini düşünüyoruz. Bu arada euro ise güç kaybetmiş olsa da tekrar yükselişe geçebilir. Beklentim euro/doların tekrar 1.3550’leri kırıp 1.3800’lere doğru hareket etmesi.”

Erbaş’a göre, FED’in parasal genişlemeyi azaltacağına yönelik tarih netleştikçe TL üzerindeki baskı da artacak. Bu nedenle kurlarda yüksek seviyelerin korunacağını öngören Erbaş, “Dolar/TL’de yılsonu hedefim 2.06-2.075’lerde. 2.0830/40’ların kırılması halinde kısa vadeli 2.1000’lar zorlanabilir ancak yılsonuna kadar tekrar 2.075’lere bir gerileme bekliyorum. Euro/TL’de yılsonu hedefim 2.7650/2.7700” diyor. Faizlerde ise yükselişin devam edeceğini tahmin eden Erbaş, “Genel anlamda uluslararası piyasalardaki gelişmeler de bunu destekliyor” diyor.

Portföylere döviz alın!

Para yöneticileri bu çalkantılı ortamda riskini azaltmak isteyenlere portföylerinin bir bölümünü dövize ayırmalarını öneriyor ancak bu oranın çok yüksek olmaması konusunda da uyarıyorlar. İşte bankacıların portföy önerileri…

ODEABANK: Dolar kurunun 2.010 seviyelerine geri çekilmesinde piyasalara ilişkin belirsizliğe karşı ve kar amaçlı olarak ufak bir miktar uzun pozisyon alınabilir. Ancak orta vadeli genel olumlu beklenti karşısında fazla geri çekilmelerde bu pozisyonun kapatılması da unutulmamalı.

TSKB: Bu belirsiz süreçte yatırımcıların portföylerinde risk algılarına göre değişebilecek oranda döviz varlıkları tutması önerilebilir. Bu ortamda portföylerin bir kısmını likit ve kısa vadeli enstrümanlarda tutmalarını ve oluşacak yatırım fırsatlarını değerlendirmelerini tavsiye ederim.

INTEGRAL MENKUL: Döviz, son dönemlerde potansiyel gösterse de, volatilitesinden dolayı portföy yapısına uygun bir enstrüman değil. Özellikle daha uzun vade portföylerde döviz ağırlığının yüksek olması, portföydeki çalkalanma oranını artırır. Bu bağlamda, hisse, bono ve dövizden oluşabilecek bir portföyde döviz oranları yüzde 20’nin üzerinde olmamalı. Portföylerdeki döviz için 2 TL’nin altında kademeli olarak dolar eklenebilir; ama bu parçanın oranı yüksek olmamalı.

Para Dergisi


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

İlk yorum yapan siz olun

    Bir yanıt yazın