İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

2018 – 2020 ORTA VADELİ PROGRAMIN AYRINTILARI

2018 – 2020 Orta Vadeli Program’ın ayrıntıları…

Makro ekonomik göstergelere ilişkin hedeflerin daha önce Başbakan Binali Yıldırım tarafından açıklandığı 2018 – 2020 Orta Vadeli Program’ın (OVP) detayları açıklandı. Küresel ekonomi, Türkiye ekonomisi ve ve Orta Vadeli Program olmak üzere 3 ana başlıktan oluşan Başbakan Yardımcısı Sn. Mehmet Şimşek’in sunumunda küresel ekonomilerin toparlanmakta olduğuna, ekonomik göstergelerin üretimde canlanmaya işaret ettiğine, küresel ticaret hacminin artmakta olduğunu, küresel enflasyonun ılımlı seyrettiğine değinildi. Sunumun bu kısmının bizi daha çok ilgilendiren kısmı ise; gelişmekte olan ülkelere sermaye akımının pozitife döndüğü ve petrol fiyatlarında sınırlı artış beklentisidir. Bu dönemde; beklenenden hızlı parasal sıkılaştırma, jeopolitik gerginlikler, küresel ticarette korumacılık eğilimleri, yüksek borçluluk oranları ve yaşlanan nüfus küresel ekonomiye ilişkin aşağı yönlü riskler olarak görülmektedir.

Türkiye ekonomisindeki gelişimlere yönelik ikinci kısımda ise; yıldan yıla artan büyüme performansına değinilirken; 2003 – 2016 döneminde ortalama büyüme performansının %5,6 olduğu ortaya konuldu. Kişi başı gelir ve gelişmiş ülkelerle gelir farkının azaltıldığı belirtilmekle beraber; istihdam artışının da yıldan yıla güçlü şekilde arttığı belirtildi. Cari işlemler dengesi yönetilir düzeylere indirilirken, fiyat istikrarında da önemli mesafe katedildiği vurgulanmakta. Kalkınma Bakanlığı ve TÜİK kaynaklı verilere göre genel devlet bütçe açığı 2016 itibariyle %1,3 ile %3 olan Maastricht kriterinin altındayken, 2016 itibariyle %28,1 olan genel devlet borç stokunun da Maastricht kriteri olan %60’ın altında olduğu ortaya konuluyor.

3. kısım olan OVP’de ise; OVP’nin temel amaçlarının büyümenin hızlandırılması, istihdamın artırılması ve gelir dağılımının iyileştirilmesi olarak ortaya konduğu görülmekte. Buna bağlı olarak makroekonomik istikrarın sürdürülmesi, beşeri sermaye ve işgücü kalitesinin artırılması, yüksek katma değerli üretimin yaygınlaştırılması, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi ve kamuda kurumsal kalitenin artırılması gibi yapısal olarak son derece önemli olan amaçlar yer alıyor. Büyüme oranı beklentileri önümüzdeki 4 yıl için %5,5 olarak öngörülmekle beraber; bu yıl çok yüksek oranda gerçekleşmesi beklenen büyümenin önümüzdeki yıl %5,5 olan hedefe ulaşılmasında baz etkisinden dolayı en önemli risk olması bekleniyor. Bu kapsamda biz halihazırda bu yıl için %4,8, 2018 için %4,1 büyüme öngörmekteyiz.

Diğer önemli ana gösterge olan TÜFE enflasyonunda 2017 beklentisi %9,5 olarak belirlenirken; 2018’de %7, 2019’da %6, 2020’de de %5’lik enflasyon hedefi bulunmakta. Bu kapsamda da enflasyonda istikrar sağlanana kadar para politikasında da sıkı duruşun sürdürüleceğini öngörmekteyiz. Bizim beklentimiz enflasyonun bu yılı %9,9 seviyesinde kapatması yönünde. 2018’de ise ortalama enflasyonun tek haneye inmesini bekliyoruz. Enflasyonda orta ve uzun vadede kalıcı ve sürdürülebilir iyileşme için yapısal reformların etkinleştirilmesi, gıda enflasyonun kontrol altına alınması ve maliyet enflasyonunun düşürülmesi gerekmektedir. OVP sunumunda da fiyat istikrarı için kalıcı fiyat istikrarına odaklı para politikasının sürdürülmesi, enflasyonda katılığa neden olan yapısal sorunların giderilmesine yönelik çalışmaların sürdürülmesi ve gıda enflasyonundaki oynaklığın azaltılmasına yönelik tedbirlerin alınması başlıkları ortaya konuluyor.

İşsizlikte beklenti, tek haneye 2019 yılında inilmesi yönündeyken, cari açığın milli gelire oranında bu yıl %4,6 olarak öngörülen seviyeden 2018’de %4,3’e, 2019’da %4,1’e ve 2020’de %3,9’a düşüş öngörülüyor. Petrol fiyatlarında önümüzdeki yıllarda beklenen yükselişin cari açığımızı olumsuz etkileyeceğini düşünmekle beraber, söz konusu hedeflere önemli yapısal reformlarla ulaşılabileceğini düşünmekteyiz. Kamu maliyesinde ise, merkezi yönetim bütçe açığının GSYH’ye oranının 2018 itibariyle %2 altına gerileyrek 2020’ye kadar %1,3’e gerilemesi, kamu kesimi borçlanma gereğinin GSYH’ye oranının da 2017 için öngörülen %2,4’ten 2020’ye kadar %1,3’e gerilemesi beklenmektedir. Bu kapsamda Maliye Bakanı Sn. Naci Ağbal tarafından da açıklandığı gibi vergi gelirlerini artırmak amacıyla bir dizi vergi düzenlemesi söz konusu olacaktır. Kamuda mali sürdürülebilirlik için OVP’de ortaya konan başlıklar da; kamu harcamalarında etkinliğin artırılması, kamu yatırımlarının verimliliğinin artırılması, kamu gelirlerinin kalitesinin artırılması, verimsiz kullanılan veya atıl kamu varlıklarının değerlendirilmesi ve kamu mali sisteminin kurumsal yapısının güçlendirilmesi belirtilmektedir.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

İlk yorum yapan siz olun

    Bir yanıt yazın