İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

?Kusursuz Fırtına? sakinleşiyor…

TOLGA MACİT GÜSAR >> Garanti Portföy Stratejisti >> 2011 yılının Mart ayı başındayız ve bugün itibarı ile Türk Sermaye Piyasalarındaki genel durum şu şekildedir: İMKB en yakın rakipleri olan EEMEA sepetine (Eski Doğu Bloku Ülkeleri, Güney Afrika, Rusya, Orta Doğu Ülkeleri vs.) göre 2010 hatta neredeyse 2009 yılı boyunca gösterdiği pozitif relatif performansın (olumlu ayrışmanın) tümünü geri vermiş; Türk Lirası ise ?Global Krizin? en derinleştiği Mart 2009 tarihine yakın seviyelerini aratmayacak şekilde değer kaybetmiş durumda; faiz ise 2010 yılı sonlarında ulaştığı yüzde 6.80 seviyelerinden yaklaşık 2 puan daha yüksek hem de TCMB gösterge faizi bahsedilen dönemde düşürmüş olmasına rağmen.

Bu noktada Türkiye ile ilgili uzun vadeli beklentilerde acaba bir bozulma mı var sorusu elbette tüm yatırımcıların aklına geliyordur.

Cevap aslında 2010 yılının Ekim ayı sonunda piyasaların içinde bulunduğu durum, pozisyonlanma, değer ve elbette ki seviyelerde yatıyor diye düşünüyoruz.

Kısaca hatırlayalım;

Önce hisse senetleri; İMKB 100, 71000 seviyesinin hemen üzerinde ki bu ABD cent bazında da 5 cent?in üzerine (tarihi en yüksek seviye) denk geliyor. Bankacılık sektörü başta olmak üzere İMKB genelinde 2011 için beklenen kar büyümesi, gelişmekte olan ülkeler genelinde en düşük rakama işaret ediyor. Çarpanlar bazında (fiyat kazanç, FDVAÖK vs.) uzun yıllardır bahsedilen ?Türkiye iskontosu? dahi kapanmış durumda. Peki ya pozisyonlanma? Gelişmekte olan ülkelere yatırım yapmış bulunan Global fonların kıstaslarına göre en fazla ağırlık verdikleri piyasa İMKB. Takastaki yabancı oranı yüzde 67?ler seviyesinde.

Türk Lirası ise hızla artan Cari Açığa rağmen değerlenmeye devam ediyor. Yıllık Cari Açık seviyesi GSMH?nın neredeyse yüzde 6?sına denk gelmiş durumda ancak buna rağmen genel kanı defalarca aksi ispat edilmesine rağmen ?Cari Açığın fonlandığı sürece sorun yaratmayacağı?. Ülkedeki sıcak para tabir edilen kısa vadeli fonlar hızla artmış durumda, ?Doğrudan Yatırımlar? ise sadece yüzde 10?lar seviyesinde. Son olarak da pozisyonlanma; yatırım yapabilen herkese Türk Lirasına yatırım öneriliyor. Gerekçe ise basit; FED para basıyor, Kur Savaşları başladı, yerel para birimini değerlenmekten koruyamayacak ülkelerden biri Türkiye bu sebeple çekinmeden Türk Lirası?nda pozisyon alın.

Son olarak da faiz; enflasyonun 2011?in ilk çeyreğinde tarihi en düşük seviyelere gerileyeceği neredeyse garanti. Kamu mali disiplini korunuyor hem de yaklaşan Genel Seçimlere rağmen. Buna rağmen yabancı yatırımcıların payı geçmiş ortalamalara göre halen çok düşük, bu sebeple de olmayan reel faize rağmen yüksek bir yabancı yatırımcı talebi piyasada hakim.

Tetikleyenler ise TCMB?nın yeni para politikasının uzun yıllardan sonra ilk defa Gelişmekte olan Ülkelerden para çıkışına denk gelmiş olması, Kuzey Afrika ve Orta Doğu?daki gerginlik ve bankacılık sektörü ile ilgili belirsizlikler (Rekabet Kurulu soruşturması, kamu otoritesinin kredi büyümesindeki yavaşlama beklentisi vs.)

Bugün ise durum şu şekilde; İMKB değerleme açısından Gelişmekte olan Ülkeler arasında en ucuz ülkelerden biri seviyesine gerilemiş durumda, 2011 yılı için büyüme beklentileri halen yüzde 5?leri işaret ediyor, Türk Bankacılık sektöründe beklenen yüzde 25?lik kredi büyümesi ise Gelişmekte olan Ülkeler arasında en yükseklerden biri, İMKB?deki yabancı payı yüzde 63?ler seviyesine gerilemiş durumda, artan petrol fiyatlarına rağmen enflasyon beklentilerinde ciddi bir artış yok ve reel faiz artık masada, Türk Lirası ise uzun vadeli reel efektif kur açısından bakıldığında çok daha cazip bir seviyede.

Özetle ?Kusursuz Fırtına? sermaye piyasalarında verdiği ?geçici? hasardan sonra artık durulma aşamasına gelmiş görünüyor ve değerlemeler bu tezi destekliyor. Petrol fiyatlarında çok yüksek artışlar olmadığı sürece Türk sermaye piyasalarının önümüzdeki dönemde yaralarını saracağı kanaatindeyiz.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın